İkinci hafta da iyi geçti. Fazla zorlanmadım. Çünkü öyle güzel bir diyet listem vardı ki. Herşeyi yiyordum! Tabi ki bu herşey meyve, sebze ve balık ağırlıklı. Kolestrolüm yüksek olduğu için et haftada bir, koyun eti, sakatat kesinlikle yok.
Çikolata serbest!
Çikolatalı bisküvi, çikolata filan yiyebilirmişim, tabi diyet ve diyabetik olmaları şartıyla ve miktar da çok kısıtlı. Henüz yemedim hiç ama canım çekmiyor değil arada.
Tartılmak yasak
Evde tartılmak yasak. Çünkü insanın kilo vermediği hatta şişkinlik yaşadığı bir zamanda tartılıp moraliinin bozulması gibi olaylar olabilirmiş. O riske girmemek lazımmış. Ama insan yine de tartıya çıkıp bakmak istiyor. Bir de ben nedense hiç diyetisyenimle görüşmeye gittiğimde tartıya bakmadım. Artık bakma kararı aldım. Çünkü ben de görmek istiyorum kendi gözlerimle kilo verdiğimi.
Mutlu gibi son
Evet gibi diyorum çünkü ikinci haftada sadece 600 gram verdim. Neden derseniz çok açık. SU.. Sevmiyorum, hoşuma gitmiyor su içmekten zevk almıyorummmmm.. Ama zorlamam gerekiyor. Çünkü diyetisyenimin dediğine göre, su içmezsem kilo veremem. Çünkü su içmediğimiz zaman vücudumuz ödem yapıyor. Bu da şişkinlik demek. Ve idrarımızla attığımız zararlı toksinlere ve daha bir çok şeye vücudumuzun ihtiyacı yok!
Spor şart
Gelelim hiç sevmediğim başka bir olaya daha. Eğer spor yapıyor olsaydım haftada kesinlikle 1,5 kilonun altına düşmezdim. Bu da diyetisyenimin söylediği birşey. Büyük ihtimalle de haklı. Çok ama çok hareketsiz biriyim zaten. Bütün gün bilgisayar başında oturuyorum, aldığım kaloriyi yakamıyorum. Bu da kilo vermemi yavaşlatyor. Yine iyi 600 gram vermişim bu kadar hareketsizlikle..
|